Bariatrik cerrahi geçirdikten sonra yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve davranışsal olarak da ciddi bir dönüşüm yaşanır. Bu süreçte, bireylerin yemekle olan ilişkilerini yeniden tanımlamaları gerekebilir. Tüp mide ameliyatı gibi işlemler, midenin fiziksel kapasitesini azaltırken, bireyin yeme davranışlarının altında yatan psikolojik etkenler çoğu zaman değişmeden kalır. Bu nedenle, bariatrik psikodiyet yaklaşımı, sadece ne yediğinizi değil, neden yediğinizi anlamanıza da yardımcı olur.

Yeme Davranışının Psikolojik Temelleri

Yeme davranışı yalnızca fiziksel açlıkla şekillenmez; duygular, çevresel uyarıcılar ve öğrenilmiş alışkanlıklar da bu davranış üzerinde önemli rol oynar. Özellikle stres, yalnızlık, kaygı veya öfke gibi duygular, bireyleri duygusal yeme eğilimine sürükleyebilir. Bu durum, mide küçültme ameliyatı sonrasında da devam edebilir ve uzun vadede kilo alımı gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Davranışsal beslenme modelleri, bireyin çocukluk dönemindeki yemek deneyimleri, kültürel kodlar, sosyal ilişkiler ve benlik algısı gibi birçok faktörle şekillenir. İşte bu noktada, bariatrik psikodiyet yaklaşımı, bireyin kendi yeme davranışlarını anlamasını sağlar.

Bariatrik Psikodiyet Nedir?

Bariatrik psikodiyet, bariatrik cerrahi geçirmiş bireylerin hem fizyolojik hem de psikolojik iyileşmelerini desteklemeye yönelik bir yaklaşımdır. Bu model, klasik diyet programlarından farklı olarak, bireyin yeme farkındalığını artırmayı, duygusal tetikleyicileri tanımayı ve yemekle sağlıklı bir ilişki kurmayı hedefler.

Bu yaklaşım; psikoloji, beslenme bilimi ve davranış değişikliği stratejilerini bir araya getirerek, bireyin içsel kaynaklarını harekete geçirmesine yardımcı olur. Kilo verme sürecini baskılayıcı diyet kurallarından ziyade, içsel motivasyon ve sürdürülebilir davranış değişiklikleri üzerine kurar.

Yeme Bozuklukları ve Duygusal Açlık

Bariatrik cerrahi geçirmiş bireylerde, özellikle önceden duygusal yeme, tıkınırcasına yeme veya gece yeme sendromu gibi yeme bozuklukları olanlarda bu davranışlar cerrahi sonrasında da devam edebilir. Midenin küçülmesi bu davranışları fiziksel olarak zorlaştırsa da, zihinsel alışkanlıklar değişmediği sürece duygusal açlık hâkimiyetini sürdürebilir.

Duygusal açlık, gerçek fizyolojik açlıktan farklıdır. Genellikle aniden gelir, belirli bir yiyecek (örneğin tatlı veya cips) istenilir ve doyum duygusu oluşmaz. Bu nedenle, bireyin kendi açlık türlerini ayırt edebilmesi çok önemlidir.

Farkındalıkla Yeme (Mindful Eating) Bariatrik Süreçte Neden Önemli?

Mindful eating yani farkındalıkla yeme, anın farkında olarak, dikkatli, yavaş ve yargılamadan yeme pratiğidir. Bariatrik cerrahi sonrası, bu yaklaşımın kazandırılması hem besin tüketim miktarının kontrolünü hem de doyma sinyallerinin doğru algılanmasını sağlar.

Mindful eating uygulamaları arasında şunlar yer alır:

  • Her lokmayı bilinçli bir şekilde çiğnemek ve tadını almak
  • Duygusal açlık ile fiziksel açlık arasındaki farkı fark etmek
  • Yeme sırasında dikkat dağıtıcı unsurlardan (telefon, TV) uzak durmak
  • Açlık düzeyini puanlayarak yemek kararı almak

Bu uygulamalar, bireyin yemekle olan ilişkisini yeniden yapılandırmasına katkı sunar.

Yeniden Beslenme Alışkanlıkları Oluşturmak

Bariatrik ameliyat sonrasında, birçok birey için beslenme alışkanlıkları sıfırlanmış gibi hissedilir. Bu süreçte, yeni rutinler oluşturmak ve sağlıklı alışkanlıkları küçük adımlarla inşa etmek çok önemlidir.

Yeni alışkanlıklar için öneriler:

  • Öğün planlaması yapın: Ne zaman, ne yiyeceğinizi önceden belirlemek duygusal yemeyi azaltır.
  • Protein öncelikli beslenin: Tokluk süresini uzatır ve kas kaybını önler.
  • Sıvı alımına dikkat edin: Su içmeyi alışkanlık haline getirin ama yemeklerle birlikte değil, öncesinde ya da sonrasında tüketin.
  • Yavaş yemek yeme pratiği geliştirin: Bu, hem sindirimi kolaylaştırır hem de mide sinyallerini doğru anlamanızı sağlar.

Yeme Günlüğü Tutmanın Önemi

Birçok çalışma, yeme günlüğü tutmanın bireyin kendi yeme davranışlarını fark etmesine yardımcı olduğunu göstermektedir. Günlük, sadece ne yediğinizi değil, yemek yeme zamanındaki duygularınızı, ortamı ve tetikleyicileri de not ettiğiniz bir araç olmalıdır.

Yeme günlüğünde yer alabilecek unsurlar:

  • Yediğiniz yiyecekler (miktarı ve zamanı)
  • Açlık düzeyiniz (0-10 arası puanlama)
  • Yeme sırasında hissettikleriniz
  • Yemeğin yendiği ortam
  • Doygunluk seviyeniz

Bu bilgiler, özellikle duygusal yeme ya da tetikleyici durumları fark etme açısından büyük fayda sağlar.

Profesyonel Destek Ne Zaman Gerekir?

Bazı durumlarda, bireyin yeme davranışlarını tek başına değiştirmesi zor olabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda psikolojik danışmanlık ya da bariatrik diyetisyen desteği alınması önerilir:

  • Yeme bozukluğu geçmişi varsa
  • Sürekli suçluluk veya utanç duygusu hissediliyorsa
  • Aşırı kısıtlayıcı ya da tıkınırcasına yeme davranışları varsa
  • Kilo verme süreci takıntılı hale geldiyse
  • Kendilik değeri yalnızca kilo kaybı üzerinden değerlendiriliyor

Bariatrik psikodiyet uzmanları, hem beslenme eğitimi hem de davranışsal stratejiler ile bu süreci bütüncül şekilde yönetebilirler.

Sonuç: Yemekle Barışmak Mümkün

Yemekle sağlıklı bir ilişki kurmak, bariatrik cerrahinin uzun vadeli başarısı için en az ameliyat kadar önemlidir. Bariatrik psikodiyet yaklaşımı, bireyin yalnızca bedenini değil, zihnini ve duygularını da sürece dahil ederek gerçek iyileşmeyi hedefler.

Unutmayın, yemek sadece bedenimizi değil, aynı zamanda duygularımızı da besler. Bu nedenle, yemekle kurulan ilişkiyi yeniden şekillendirmek, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığımız için atılacak en önemli adımlardan biridir.